 |
Geceleri yatağa yerleştiğinizde, gözlerinizi kapatın ve uyumaya devam ederken, göz kapaklarımızın içinde ışıkların parladığını farklı renk parlamaları olduğunu fark edeceksiniz. Gözlerinizi kapatıp ovuşturduğunuzda, ışıklar aniden artar ve gözünün her yerinde parlak renkler patlar. Birkaç saniye sonra, renkler tekrar yerleşir.
Aslında gördüğümüz bu ışık parlamalarının bir adı da var; onlara “fosfenler” denir.Ama bu sıradan bir ışık değil,bu ışık gözlerimizin içinden geliyor. Ateşböcekleri ve denizin en dibin deki canlıların parlayabileceği gibi, gözlerimizdeki hücreler de biyofotonlar veya biyolojik olarak üretilen ışık parçacıkları yayar arkadaşlar.
Lowell, Massachusetts'teki Vizyon araştırma Enstitüsü'nde çalışan Macar bir nörobilimci olan István Bókkon,” gözlerimizin içindeki biyofotonik ışığı, dış ışıktan fotonları gördüğümüz gibi görüyoruz " dedi.
Biyofotonlar gözlerimizde bulunur, çünkü atomlarımız sürekli olarak küçük ışık parçacıkları veya fotonları yayar ve emer. Bu fotonların değişimi normal hücresel fonksiyonun sadece bir parçasıdır. Gözlerimiz, dış ışıktan gelen fotonlar ile kendi atomlarımız tarafından yayılan biyofotonlar arasındaki farkı anlayamayız. Her iki durumda da, optik sinirimiz bu ışık sinyallerini beyne iletir, bu da çevremizdeki gerçek dünyayı doğru bir şekilde görmemizi temsil edip etmediğine veya sadece bir fosfen olup olmadığına karar vermelidir.
Bir fosfenin nereden geldiğine bağlı olarak, çeşitli şekiller, desenler ve renkler alabilir. Farklı atomlar ve moleküller farklı dalga boylarında fotonlar yayar, bu yüzden farklı renkler görürüz. Bir Dama tahtası gibi düzenli bir geometrik desene sahip bir fosfen, milyonlarca ışık toplar hücrenin benzer şekilde organize edilmiş bir desende düzenlendiği retinanın bir bölümünden kaynaklanmış olabilir. Araştırmacılar ayrıca beynin görsel korteksinin farklı alanlarının belirli spesifik fosfen şekilleri oluşturduğunu bulmuşlardır.
